TÜTÜN YASAĞI

Tütünle mücadelede tarihte iz bırakan  en önemli kişi şüphesiz 4. Murat'tır. Her ne kadar tütün kullanımı ile ilgili ilk kısıtlama  Osmanlılar Padişahı I. Ahmet zamanında (1603-1617) olmuş ise de en geniş manada yasaklama IV. Murat döneminde (1623-1640) olmuştur. Tarihçilerin ifade ettiği bu bilgi yakın zamanlara kadar maalesef belgeden yoksun idi. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri (BOA)'nde yapılan titiz araştırmalar sonucunda önce I. Ahmet dönemine ait Ferman, bilahare IV. Murat'a ait Ferman gün yüzüne çıkartıldı. Bu konuda gayret gösteren BOA Genel Müdürü ve Uzmanlarına milletimiz adına teşekkür ederim.

Ferman'da dikkat çekici pek çok ayrıntıyı görmek mümkündür. Ferman çok önemli ve vurgulayıcı bir cümle ile başlamaktadır: “Daha önce defalarca gönderdiğim emirler ile halkın çalışmasını engelleyen, kazançlarını yok eden ve çeşitli yangınlara ve fenalıklara sebep olan tütünün zararlarının ortadan kaldırılması devletin önemli işlerindendir. Bu sebeple tütün ziraatı ve satışı yasaklanmıştır.”
Bu ilk cümlede tütünün zararlarının ortadan kaldırılmasının devletin önemli işlerinden olduğu vurgulanmakta ve ardından gelen cümlede tütünün hem ziraatının ve hem de satışını yasaklandığı belirtilmiştir. Ayrıca cümle dikkatlice okunduğunda Sultan IV. Murat'ın konuyla ilgili daha önce yayınlanmış benzer mahiyette en azından birkaç fermanının daha olduğu anlaşılmaktadır.

Bir sonraki ifade ise bugünkü sorunlara ışık tutar mahiyettedir: 

“Bu yasak emrime rağmen kadıların kayıtsızlığı ve işi önemsememeleri, gönderilen memurların ihmal ve açgözlülükleri sebebiyle tütün ziraatının ve satışının yapıldığını duydum.” Bu cümle bugün yazılmış bir taze cümle olarak hala güncelliğini korumaktadır. Devletin en yetkililerinin ısrarlı takiplerine rağmen tütün ile ilgili düzenlemelerin neden aksayarak ilerlediğini işaret etmektedir. O gün kontrol ve denetim sorunu varmış, bugün de aynı sorun maalesef var. Aradan geçen yaklaşık 6 koca yüzyıla rağmen sistemdeki sorun devam etmektedir. Özetle o zaman adalet ve emniyette olan denetimle ilgili sıkıntıyı biz bu zamanda hala yaşamaktayız.

Sultan IV. Murat konu üzerinde o kadar ısrarla durduğunu “Herhangi bir yerde tütün yaprağının ekilmesine, biçilmesine, içilmesine, alınıp satılmasına asla rızam yoktur.” diyerek belirtiyor ve ardından “bir kişi bile tütün yaprağını ekip biçmesin, alıp satmasın, kullanmasın.” diyerek tütünün hem ziraatını ve hem de ticaretini yasakladığını açıklamaktadır. Daha sonra  “ Tütünün kökünün tamamen kazınmasına çalışın ve gayret gösterin." demek suretiyle tütünle mücadelede ne kadar kararlı olduğunu ifade etmiştir.

Ferman'da dikkati çeken bir diğer ayrıntı ise tütün ziraatı yapanların uyarılmasını, uyarıya rağmen devam edenlerin tütün ektikleri arazilerinin kamulaştırılacağının belirtilmiş olmasıdır. “Uyarıldıktan sonra bir kişinin tarlasında, bağında, bahçesinde ve sair arazisinde ekilmiş tütün bulunursa, bu tür yerler devlet tarafından zapt edilip satılsın.” Bu kararı veren Sultan IV. Murat bir uyarıyı da yapmayı ihmal etmemiştir. Tütün ekilmeyen arazilerin haksız yere kamulaştırılmaması yönünde ikazını şu cümle ile yapmıştır: “Tütün yasağını bahane ederek tütün ekilmeyen yerlere tecavüz etmekten son derece sakın.
Aşağıda tamamını günümüz Türkçesiyle vereceğimiz Ferman'ın yayınlanmasından önce Sultan IV. Murat ‘ın dönemin Şeyhülislamından tütünün haram olduğuna dair fetva aldığı da rivayet edilmektedir. Ne var ki daha sonra Sultan IV. Mehmet döneminde bir başka Şeyhülislam (Bahai Efendi)'ın tütünün haram olmadığı yönünde fetva vermesi üzerine yasak kaldırılmıştır.

Bu arada Sultan IV.  Murat'ın tütünü yasaklama tarihiyle ilgili çelişkiye dikkat çekmek isterim. Tütünün Sultan IV.  Murat tarafından, “Haliç'te çıkan ve İstanbul'da 20.000 evin kül olmasına sebep olan yangın nedeniyle 1633 yılında yasaklandığı” bilgisi bu Ferman'ın tarihiyle çelişmektedir. Ayrıca Sultan IV.  Murat'ın 1631 tarihinde yayınladığı fermanda benzer mahiyette birkaç fermanı daha önce yayınladığını ifade ettiğini vurgulamakta fayda vardır. Dolayısıyla, konunun detayı için tarihçilere iş düşmektedir.

İŞTE FERMAN İŞTE HÜKÜM:Daha önce defalarca gönderdiğim emirler ile halkın çalışmasını engelleyen, kazançlarını yok eden ve çeşitli yangınlara ve fenalıklara sebep olan tütünün zararlarının ortadan kaldırılması devletin önemli işlerindendir. Bu sebeple tütün ziraatı ve satışı yasaklanmıştır. Bu yasak emrime rağmen kadıların kayıtsızlığı ve işi önemsememeleri, gönderilen memurların ihmal ve açgözlülükleri sebebiyle tütün ziraatının ve satışının yapıldığını duydum. Bu hususta büyük sorumluluklarınız olup her türlü azarlamayı ve işinize son verilmeyi hak ettiniz.
Şimdi bu hususta daha önce gönderdiğim emirler hala geçerlidir. Herhangi bir yerde tütün yaprağının ekilmesine, biçilmesine, içilmesine, alınıp satılmasına asla rızam yoktur. Saray askerlerinin Kıdemlilerinden, dürüst ve dindarlarından olup hala kapım askerlerinin kethüdası olan Hasan Kethüda ile gönderilen emirle ülkemin her tarafında tütün kullanımı tamamen yasaklanmıştır. Emrettim ki,
Emrim size ulaştığında bu konuda daha önceki ve şimdiki emrim gereğince iş görüp bu hususta birbirinize yardım ederek kazalarınızın dahilinde olan kasaba ve köylerde ve halkın toplandığı mahallerde uyarılarda bulunup ilan edin kî bir kişi bile tütün yaprağını ekip biçmesin, alıp satmasın, kullanmasın. Tütünün kökünün tamamen kazınmasına çalışın ve gayret gösterin.
Ülkem dâhilinde ister asker olsun ister halktan biri olsun, bir kişinin bile tütün kullanmasına asla rızam yoktur. "Allah'a ve Resulüne ve sizden olan emirlere itaat edin”  emri bütün insanları kapsamaktadır. Bundan sonra emrime uymayanlara dini ve örfi kanunlar ile cezalandırıp emrimin yerine getirilmesine dikkat ve gayret gösteriniz. Uyarıldıktan sonra bir kişinin tarlasında, bağında, bahçesinde ve sair arazisinde ekilmiş tütün bulunursa, bu tür yerler devlet tarafından zapt edilip satılsın. Bu hususta bir kişiyi bile himaye ve korumayıp verilen emrimin yerine getirilmesine elinizden geldiği kadar gayret gösteriniz ve çalışınız.
Sen Hasan Kethüdasın şöyle ki: Menfaat temini, ihmal ve müsamaha ile bu emrimi yerine getirmeyip, adı geçen kazalar dahilinde tütün ekildiği veya kullanıldığı bildirilirse diğerlerine ibret olması için idam edilirsin bilmiş ol. Tütün yasağını bahane ederek tütün ekilmeyen yerlere tecavüz etmekten son derece sakın.
Siz ki kadısınız, bu emrimden sonra yetki alanınız dahilinde bulunan yerlerde tütün yaprağı ekilir, içilir, alınır, satılır veya kullanılırsa her biriniz görevden alınarak sürgün edilmeniz muhakkaktır. Bu hususta görevlendirilen Hasan Kethüda'nın memnuniyeti veya şikayeti etkilidir. Ona göre uyanık olup bu emrimi diğer emirlerimle kıyas etmeyiniz.


Yorumlar